Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Emre Selçuk ile ABD ve İskoçya’dan bilim insanlarının orta ve ileri yaştaki yetişkinlerden toplanan uzun soluklu verileri analiz ettikleri çalışmanın sonuçları; “Perceived Partner Responsiveness, Daily Negative Affect Reactivity, and All-Cause Mortality: A 20-Year Longitudinal Study – Algılanan Eş Duyarlılığı, Günlük Hayattaki Duygusal Tepkisellik, ve Tüm Sebeplere Bağlı Ölüm: 20 Yıllık Boylamsal Bir Çalışma” başlığıyla Psychosomatic Medicine Dergisinde yayımlandı. İskoçya’da Edinburgh Üniversitesi’nden Dr. Sarah Stanton ve ODTÜ Psikoloji Bölümü’nde öğretim üyesi olarak sosyal gelişim ve aile psikolojisi üzerine çalışan Emre Selçuk önderliğinde, ABD’de Cornell Üniversitesi’nden Prof. Dr. Anthony Ong ve yine ABD’de Wayne State Üniversite’sinden Prof. Dr. Richard Slatcher ve Dr. Allison Farell’ın katılımıyla kaleme alınan çalışma, kişinin kendisini anladığını, önemsediğini ve takdir ettiğini düşündüğü bir eşe sahip olmasının daha iyi bir sağlıkla ve esenlikle ilişkili olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmacılar, bu durumun daha uzun bir yaşama yol açabileceğini de keşfetmiş bulunuyorlar.
Araştırmacılar, uzun süreli ilişkilerinin ilk 10 yılı boyunca eşlerinin duyarlılığında kayda değer bir düşüş olduğunu bildiren kişilerin aynı zamanda günlük hayattaki streslerden daha fazla etkilendiğini gözlemlediler. Strese karşı bu olumsuz tepkiler; çalışmanın başlamasından 20 yıl sonra ölme riskini artırdı. 10 yıllık süreçte, strese ortalamadan önemli ölçüde daha fazla olumsuz tepki verenlerin 10 yıl sonra ölme olasılığı yaklaşık % 42 daha fazlaydı.
Yine Doç. Dr. Emre Selçuk önderliğindeki önceki analizlerinde araştırmacılar duyarlı bir ilişkide olmanın günlük hayatta stresle başa çıkmaya yardımcı olduğunu ve bunun da mutluluk ve esenliği artırdığını göstermişlerdi. Her iki çalışmanın da başlıca yazarlarından olan Doç. Dr. Emre Selçuk bulguları şu şekilde değerlendirdi: “Bir süredir yaptığımız çalışmalarda tutarlı olarak gözlemlediğimiz bir şey vardı: Hayatımızda bizi anladığını, bize değer verdiğini, derdimize ortak olduğunu hissettiğimiz bir eşin varlığı günlik hayatın stresiyle başa çıkmamızda çok önemli rol oynuyor. Son bulgularımızda gördük ki bu etki hayat süremize kadar gidiyor. Duyarlı bir eşe sahip olmak uzun vadede fiizksel sağlığımızı koruyor. Ya da madalyonun diğer yüzünden bakacak olursak, eşimizin duyarlılığı yıllar içinde düşerse erken ölüm riskimiz artıyor! Bu etkinin arkasında ne var diye baktığımızda gördüğümüz şey ise yine aynı: Duyarlı bir eş hayatın irili ufaklı dertleriyle başa çıkmamız için önemli bir kaynak.”
Araştırmacılar, ABD’deki Orta Yaş Gelişimi Anketine katılan 1208 yetişkinin verisini analiz ettiler. Katılımcılar, çalışmanın başlangıcında 25-74 yaşları arasındaydı ve her birinin evli olduğu ya da birlikte yaşadığı bir eşi vardı.
Araştırmacılar, katılımcıların çalışmanın başlangıcında eşlerinin ne kadar duyarlı olduğunu düşündüklerini, algılanan duyarlılığın 10 yıl içinde ne kadar istikrarlı olduğunu ve bu istikrarın, araştırmanın başlangıcından 20 yıl sonra, kişinin ölüm riskini etkileyip etkilemediğini incelediler.
İlk olarak, katılımcılar; eşlerinin kendilerini ne kadar anladığı, önemsediği ve takdir ettiğine dair soruları yanıtladılar. 10 yıl sonra, bu soruları tekrar yanıtladılar ve ayrıca, sekiz gün boyunca evde ya da işte sorunlar, başkalarıyla çatışma ya da ayrımcılık gibi stresli olayları deneyimleyip deneyimlemedikleri hakkında günlük kayıt tuttular. Katılımcılar aynı zamanda, geniş bir yelpazedeki duyguları – örneğin; spektrumun olumsuz ucundaki umutsuzluk, korku, hayal kırıklığı ya da sinirlilik ve olumlu uçtaki neşelilik, sakinlik, tatmin ya da gurur – ne sıklıkla hissettiklerine dair soruları yanıtladılar. Araştırmacılar, anketin başlangıcından 20 yıl sonra hangi katılımcıların hayatını kaybettiğini de not ettiler.
Çalışma, uzun vadeli duyarlı bir ilişki içinde olmanın kişinin sağlığı için iyi olduğunu ortaya koyan giderek artan araştırmalara katkıda bulunuyor. Çalışmanın verileri, özellikle evlilik ilişkilerinde olmak üzere ilişkilerde empati kurmanın ve olayları eşin bakış açısından görmenin sadece ölüm oranlarına değil günlük stres etkenlerine nasıl tepki verildiğine de büyük bir etkisinin olacağını gösteriyor.