Ana Sayfa Öne Çıkan ODTÜ’lü akademisyenden Science dergisinde 6 Şubat 2023 depremleri hakkında yeni makale

ODTÜ’lü akademisyenden Science dergisinde 6 Şubat 2023 depremleri hakkında yeni makale

Prof. Dr. Erdin Bozkurt’un yazarları arasında bulunduğu “Surface deformations of the 6 February 2023 earthquake sequence, eastern Türkiye” başlıklı makale Science’da yayınlandı.

ODTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Erdin Bozkurt’un yazarları arasında bulunduğu “Surface deformations of the 6 February 2023 earthquake sequence, eastern Türkiye” (Türkiye’nin doğu bölgesinde 6 şubat 2023’te gerçekleşen depremlerin yüzey deformasyonları) başlıklı makale, önemli bilimsel dergilerden Science’ın 19 Ocak 2024 tarihli sayısında yayınlandı.

6 Şubat 2023 tarihinde, Türkiye’nin doğusunda birbirini kısa süre ile takip eden çok güçlü iki depremin ele alındığı makalede, ilk kırılmanın Ölü Deniz transform fayının kuzey ucunda yer alan, literatürde Narlı fayı olarak tanımlanan fay üzerinde gerçekleştiği belirtiliyor. İlgili depremlerde, en büyük yer değiştirme ve enerji salınımı ise 24 saniye sonra kırılmanın kuzeye doğru yayılması ve birkaç yüzyıldır stres biriktiren Doğu Anadolu Fay Zonu’na (DAFZ) aktarılması ile meydana geliyor. Kırılmanın iki yönlü gelişmesine bağlı olarak da 7.8 Mw büyüklüğündeki deprem, tüm Doğu Anadolu Fay Zonu’nu etkinleştiriyor. Sabahın erken saatlerinde gerçekleşen ilk depremi yaklaşık 9 saat sonra doğu-batı doğrultulu Çardak-Sürgü fayı üzerinde oluşan ikinci büyük (7.5 Mw) deprem izliyor. Makalede, birbirini takip eden bu iki depremin nedensel bir ilişkiye işaret ettiği ifade ediliyor.

Prof. Dr. Erdin Bozkurt

Yazarlar, nüfusun yoğun olduğu bölgelerde meydana gelen büyük depremlerin, insanlık tarihi boyunca büyük can kayıpları ile ekonomik kayıpların yaşanmasına neden olduğunu aktarıyor. Karada meydana gelen depremlerin merkez üssü ve yakın civarında, depremden hemen sonra yapılacak gözlemler ile elde edilecek verilerin oldukça değerli olduğu belirtilen makalede, bu çalışmaların çeşitli olgular nedeniyle engellendiği ya da hızlı yok edildiği ifade ediliyor. Bu olgular arasında, tahrip olan altyapının onarımı, kurtarma ve iyileştirme operasyonları, tehlikeli güçlü artçı şoklar, erişilmezlik ve oluşan fay sarplıklarının hızlı aşındırılması sayılabiliyor.

5 hafta süre ile sahada yapılan çalışmalar önemli bir veri tabanı sunuyor

Yapılan çalışmalar kapsamında, zorluklara rağmen depremlerden birkaç gün sonra merkez üssü bölgesinde ulaşılan sahada yüzey kırığı, fay düzlemleri üzerindeki kayma çizikleri ve yeni oluşan fay izleri boyunca gelişen yer değiştirmelerinin ayrıntılı haritası tamamlanıp, depremden kaynaklanan yüzey deformasyon özelliklerinin oldukça ayrıntılı görünümüne ulaşılmış. Makale, depremi takip eden dönemde yaklaşık 5 hafta süre ile sahada yapılan çalışmalar, gözlemler ile drone görüntüleri kullanılarak elde edilen verileri sayısal ortamda ayrıntılı olarak belgelerken, kıtasal ölçekli doğrultu atımlı faylar boyunca oluşan depremler sırasında meydana gelen yüzey deformasyonu, kırılmanın yayılma mekanizmaları ve karmaşık fay sistemleri arasında hareketin nasıl aktarıldığı hakkında önemli bir veri tabanını da sunuyor. Makalede ayrıca, birbirleri ile ilişkili fay sistemleri boyunca oluşan kaymanın, küresel levha hareketlerini nasıl karşıladığı konusunda da yeni bir yaklaşım ortaya koyuluyor.

“6 Şubat depremleri öngörülen bir doğa olayı olarak gerçekleşti”

6 Şubat depremlerinin, aslında öngörülen bir doğa olayı olarak gerçekleştiği belirtilen makalede, Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası ve üye jeoloji mühendislerinin, Doğu Anadolu Fayı’nın yakın bir gelecekte büyük bir depreme kaynaklık etme olasılığının oldukça yüksek olduğunu, özellikle 24 Ocak 2020 Elazığ depreminden sonra, her ortamda dile getirdiği de hatırlatılıyor. Çalışmada yer alan veri ve yorumlar, depremler ve onlara kaynaklık eden fayların daha iyi anlaşılmasına katkı sunacak bilgiler, hem yerbilimleri uzmanları, hem de kamuoyunun dikkatine, yalın ve herkesçe anlaşılır bir dil kullanarak sunuluyor.

ODTÜ’den Prof. Dr. Erdin Bozkurt’un yanı sıra, Hakkari Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Nuri Bodur, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu’ndan Walter D. Mooney ile Çin Yer Bilimleri Üniversitesi’nden Jiannan Meng, Timothy Kusky ve Lu Wang tarafından yazılan makalenin tamamına https://www.science.org/doi/10.1126/science.adj3770 bağlantısından erişilebilir.

Önceki İçerik“İlk Uzay Yolcumuz Alper Gezeravcı’yı Beraber Uğurluyoruz” başlıklı program düzenlendi
Sonraki İçerikODTÜ’den deprem bölgesine ziyaret